
Gecenin ayazında Fuzuli’yi bekledim,
Aşk, aşkımın ortasında terennüm.
Her harfiyle susmuş, lâl olmuş Mecnun,
Üflesem kül olacak her hecesi.
Artık ne muamma var ne bilmecesi.
“Sen sevdayı bir de bende gör” dedi ve
Beni gördü — sustu,
ve sustukça büyüdü aramızda aşkın sessizliği.
Gözleriyle söyledi son kelimeyi:
Ben yandım, sen oldum.
Sonra rüzgâr, Kerem’in küllerini getirdi,
Bir kor düştü avuçlarıma,
“Sen sevdayı bir de bende gör” dedi ve
Beni gördü — sustu,
Aşk dilendi aşkı istedi.
Aşkın kendisi oldum, Kerem bende hamdı,
Kerem bende yandı sonra
Rüzgarıyla söyledi son kelimeyi:
Ben yandım, sen oldum.
Sonra dağ dile geldi Ferhat’ın ahını getirdi.
Onulmaz bir yankı kalplerde
“Sen sevdayı bir de bende gör” dedi ve
Beni gördü — sustu,
Dağ oldu, Ah oldu, yankı oldu.
Aşk dilendi aşkı istedi.
Son kazma darbesiyle söyledi son kelimeyi:
Ben yandım, sen oldum.
Fuzuli, Mecnun ve Kerem bir susuşla sustu içimde,
Fuzuli’nin sözü bende,
Kerem’in külü elimde,
Mecnun’un çölü gözümde
Ferhat’ın ahı elimde kaldı.
Aşkın kendisi geldi.
“Sen sevdayı bir de bende gör” dedi ve
Beni gördü — sustu.

Bir yanıt yazın